Taylor Swift - Maroon Şarkı Sözleri (Türkçe Çeviri)




Maroon
Vişneçürüğü

When the morning came
Sabah olduğunda biz
We were cleaning incense off your vinyl shelf
Plak rafındaki tütsüyü temizliyorduk
'Cause we lost track of time again
Çünkü yine zamanın nasıl geçtiğini anlayamadık
Laughing with my feet in your lap
Kucağında duran ayağımla kahkaha atıyorum
Like you were my closest friend
Tıpkı en yakın arkadaşımmışsın gibi
"How'd we end up on the floor, anyway?" You say
Nasıl sonumuzu yerde bulduk ki?
Your roommate's cheap-ass screw-top rosé, that's how
Dedin ki, Ev arkadaşın ucuz, vidalı kapaklı bir Rosé şarap
I see you every day now
Artık seni her gün böyle görüyorum

And I chose you
Ve seni seçtim
The one I was dancing with
Dans ettiğim
In New York, no shoes
Looked up at the sky and it was
New York'ta ayakkabısız bir şekilde, yukarı baktım
Gökyüzüne ve...
The burgundy on my t-shirt
When you splashed your wine into me
Üzerime şarap döktüğünde tişörtümde oluşan bordo rengi
And how the blood rushed into my cheeks
Ve kanımın yanaklarıma akışı, fazlasıyla kırmızı, öyleydi

So scarlet, it was
Fazlasıyla kırmızıydı, öyleydi
The mark thеy saw on my collarbone
Köprücük kemiğimde gördüğün iz
The rust that grew bеtween telephones
Telefonlar arasında oluşan pas
The lips I used to call home
Eskiden ev dediğim dudaklar, 
So scarlet, it was maroon
Fazlasıyla kırmızı,  vişneçürüğü rengindeydi

When the silence came
Sessizlik geldiğinde biz
We were shaking, blind and hazy
Kör ve çakırkeyif bir şekilde titriyorduk
How the hell did we lose sight of us again?
Nasıl birbirimizin görüntüsünü kaybettik?
Sobbing with your head in your hands
Ellerini yüzüne kapatmış iç çekiyorsun
Ain't that the way shit always ends?
Bu, her zaman bazı boklukların sona eriş şekli değil mi?
You were standing hollow-eyed in the hallway
Koridorumda boş gözlerle duruyordun
Carnations you had thought were roses, that's us
Karanfil olduklarını düşündüğün şeyler güllerdi, bizdik
I feel you, no matter what
Ne olursa olsun seni anlıyorum
The rubies that I gave up
Bıraktığım yakutları

And I lost you
Seni kaybettiğimde
The one I was dancing with
Dans ettiğim
In New York, no shoes
Looked up at the sky and it was
New York'ta ayakkabısız bir şekilde, yukarı baktım
Gökyüzüne ve...
The burgundy on my t-shirt
When you splashed your wine into me
Üzerime şarap döktüğünde tişörtümde oluşan bordo rengi
And how the blood rushed into my cheeks
Ve kanımın yanaklarıma akışı, fazlasıyla kırmızı, öyleydi

So scarlet, it was
Fazlasıyla kırmızıydı, öyleydi
The mark thеy saw on my collarbone
Köprücük kemiğimde gördüğün iz
The rust that grew bеtween telephones
Telefonlar arasında oluşan pas
The lips I used to call home
Eskiden ev dediğim dudaklar, 
So scarlet, it was maroon
Fazlasıyla kırmızı,  vişneçürüğü rengindeydi

And I wake with your memory over me
Hafızan bendeyken uyanıksın
That's a real fucking legacy, legacy (It was maroon)
Gördüğün gerçek bir miras (Vişne çürüğüydü)
And I wake with your memory over me
Hafızan bendeyken uyanıksın
That's a real fucking legacy to leave
Bırakmak zorunda olduğun sikik bir miras

The burgundy on my t-shirt
When you splashed your wine into me
Üzerime şarap döktüğünde tişörtümde oluşan bordo rengi
And how the blood rushed into my cheeks
Ve kanımın yanaklarıma akışı, fazlasıyla kırmızı, öyleydi

So scarlet, it was
Fazlasıyla kırmızıydı, öyleydi
The mark thеy saw on my collarbone
Köprücük kemiğimde gördüğün iz
The rust that grew bеtween telephones
Telefonlar arasında oluşan pas
The lips I used to call home
Eskiden ev dediğim dudaklar, 
So scarlet, it was maroon
Fazlasıyla kırmızı,  vişneçürüğü rengindeydi

It was maroon
Vişneçürüğüydü
It was maroon
Vişneçürüğüydü

Yorumlar